Ertesi gün dünyanın en öte uçlarından gelmeye başladılar: Krallar ve cumhur reislerinden gelen, sanatkarlardan, işçilerden, beşeriyet davası uğrunda kendilerini can ve gönülden sarf edenlerden telgrafta gelen tuhfeler ve sitayişler. Mohandas Gandhi yalnız Hindistan'ın malı değildi, bütün dünya insanlarınındı. Arkasından kalan hiçbir malı yoktu, yalnız eskimiş bir çift sandal ve gözlüğünden başka... Ama hiç kimse onun kadar mebzul hediyeler dağıtmamıştı. O büyük bir milletin hürriyetini satın almış ve insanlara kardeşlik ve sulh yollarını göstermişti. Neşeli bir evliya, içi sevgi dolu bir cenkçi sıfatıyla Gandhi, yeryüzündeki maceralı hayatını, sanki gökten sadece bu maksatla kendisine emanet edilmiş gibi yaşamış.